Bayraktar, toplumsal medya hesabından Baykar’a ait gündeme gelen argümanlara karşılık verdi. Paylaşımında, “Bugüne kadar İsrail’den tedarik edilen Heron’ların yahut yurt dışından milyarlarca dolar ödenerek alınan başka askeri eserlerin tenkit konusu olduğunu gördünüz mü? Toplumsal medyada bu bahisler hakkında bir tartışma yapıldığını hatırlıyor musunuz?” sorularını yönelten Bayraktar, 20 yıl evvel Türkiye’nin İsrail’den Heron insansız hava araçlarını yüzlerce milyon dolar ödeyerek tedarik ettiğini anımsattı.
Bayraktar, bu araçların silahsız olduğuna da işaret ederek, “Yerli muadillerine nazaran 5-10 kat daha fazla maliyetle temin edilen bu sistemler, hem yüksek maliyet hem de operasyonel zorluklar çıkarıyordu. Türkiye bu araçları kullanırken birçok sorunla karşılaşıyor ve tahlil dahi bulamıyordu.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE İHTİLAL NİTELİĞİNDE ADIMLAR ATTI”
Aradan geçen 20 yılda Türkiye’nin bu alanda ihtilal niteliğinde adımlar attığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bugün en ileri teknolojik kabiliyetlere sahip SİHA’ları üretiyor ve gereksinimlerimizi çok daha maliyet faal formda karşılıyoruz. Dahası Türkiye bu alanda dünya pazarının lideri konumuna geldi. Kardeş ülke Azerbaycan’daki ADEX Memleketler arası Savunma Fuarı’nda Türk firmalarının dominant bir rol üstlenmesi ve büyük sponsorlar ortasında yer alması da bu muvaffakiyetin en somut göstergesidir. Bu gelişmeden lakin gurur duyulabilir. Toplumsal medyada bize karşı yürütülen ‘false flag’ operasyonlarına alışığız. Ülkemizin ulusal kazanımlarını toplumsal medya operasyonlarına kurban ettirmemeye kararlıyız.”
* False flag (Sahte bayrak, kapalı örgütlerin ya da istihbarat örgütlerinin halkı kışkırtmak ya da yönlendirmek hedefli kendi yaptıkları kimi olayları amaçtaki bireyler yürütüyor üzere göstererek kamuyu aldatmak için tasarladıkları kapalı operasyonlardır.)
BİR REAKSİYON DE GÖRGÜN’DEN
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Baykar’ın, İsrail ile işbirliği yapmakla suçlandığı savlara ait, “Bu cins provokasyonlar, savunma endüstrimizin global çapta elde ettiği muvaffakiyetleri itibarsızlaştırma uğraşlarının bir modülüdür. Gerçekler göz arkası edilerek yürütülen bu yakışıksız kampanyalar, ne ulusal amaçlarımıza ziyan verebilir ne de milletimizin kararlılığını sarsabilir.” tabirlerini kullandı.
‘İSRAİL’ İDDİALARI
Görgün, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türk savunma endüstrisinin muvaffakiyet sembolü olduğuna işaret etti. Savunma endüstrisinin gurur kaynaklarından biri olan Baykar’ın memleketler arası bir fuarda yaptığı sponsorluk nedeniyle İsrail ile işbirliği yapmakla suçlanması üzere temelsiz tezlerin gündeme getirildiğini belirten Görgün, “Bu çeşit provokasyonlar, savunma endüstrimizin global çapta elde ettiği muvaffakiyetleri itibarsızlaştırma gayretlerinin bir kesimidir. Gerçekler göz arkası edilerek yürütülen bu berbat kampanyalar, ne ulusal amaçlarımıza ziyan verebilir ne de milletimizin kararlılığını sarsabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
210 ŞİRKETİN 50’Sİ TÜRK
Görgün, savunma endüstrisinin 185 ülkeye 230’dan fazla stratejik eser sağlayan, global çapta rekabet gücü yüksek bir dal olduğuna dikkati çekerek, üretilen teknoloji ve platformların dünya genelinde dost ve müttefik ülkelerin savunma güçlerine katkı sağladığını lisana getirdi. Türkiye’nin ADEX 2024 Fuarı’nda yüksek bir iştirak sergileyerek gücünü bir defa daha gösterdiğini bildiren Görgün, fuara katılan 210 şirketin 50’sinin Türk olduğunu, bu durumun Türkiye’nin savunma endüstrisindeki global liderliğini gösterdiğini vurguladı.
“AZİZ MİLLETİMİZ BU ÇEŞİT PROVOKATİF HÜCUMLARA PRESTİJ ETMEYECEK”
Görgün, Azerbaycan ile savunma alanındaki işbirliğinin sürat kesmeden devam ettiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Birçok firmamız, Azerbaycan ile ortak üretim süreçlerine başlamış olup, bu güçlü kardeşlik bağları savunma endüstrisinde de somut biçimde kendini göstermektedir. ADEX Fuarı kapsamında imzalanan birçok muahede da iki ülkenin savunma alanında daha derin işbirliklerine imza attığını ispatlar niteliktedir. Türkiye ve Azerbaycan olarak iki ülkenin kardeşliğine yakışır halde ortak projelerimiz ve işbirliklerimiz her geçen gün artmakta, savunma alanında daha büyük muvaffakiyetler hedeflemekteyiz. Türkiye, bağımsız savunma endüstrisi yolunda attığı adımlarla her alanda gücünü kanıtlamıştır. Bu muvaffakiyet yalnızca bir firmanın değil, tüm milletimizin ortak başarısıdır. Elbet aziz milletimiz bu çeşit provokatif hücumlara prestij etmeyecek, ulusal çıkarlarını ve savunma endüstrimizin gücünü her daim koruyacaktır. Kim ne yaparsa yapsın, Türkiye’nin yükselişi durdurulamayacak, savunma endüstrimiz global muvaffakiyetlerini sürdürmeye devam edecektir.”