Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan, Haber7 Muhabiri Gamze Türk’ün sorularını yanıtladı.
Biga’nın tarihi ve kültürünü sizden dinleyebilir miyiz?
Biga’mız, Çanakkale ilinin en büyük ilçesi. Yaklaşık 2000 yıl evvel 80.000 nüfusun yaşadığı Parion kenti Biga’mızda. Şu an hafriyat çalışmaları devam ediyor. Birçok medeniyetin yaşadığı, Çanakkale Savaşları’nda lojistik ve sıhhat hizmetleri manasında önemli dayanağı olan bir ilçe. Doğal Avrupa’dan Asya’ya geçen birlikler bizim güzergahımızdan geçmiş. Büyük İskender Anadolu’ya Biga’dan geçerken Perslerle dünyaca 5 büyük savaş ortasında anlatılan Granikos savaşını ilçemizde yapmış. 108 köyü olan 2 tane beldesi olan 72 kilometre kıyısı olan, çok farklı kültürlerin bir ortada yaşadığı kültür zengini bir ilçe. Birçok ilçede vilayette gittiğiniz vakit ya tarımı ya da hayvancılığı ya endüstrisi ya turizmi öne çıkmıştır. Hamdolsun bizim ilçemizde hepsi mevcut. Balıkçılarımız, hayvancılığımızın, tarımımız, endüstrimiz ve inşallah bundan sonra turizmimiz de Biga’ya yakışır halde. Mehmetçiğimizin isim babası Bigalı Mehmet Çavuş’un memleketi, cumhuriyetimizin ön kelamının yazıldığı Çanakkale’miz Türkiye’nin manevi başşehri Biga’mız da manevi kentimizin giriş kapısı.
“TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN ULAŞILABİLİYOR”
Taze bir sevinç ve gurur içindesiniz. Biga’ya hoş bir ödül kazandırdınız. Biga Belediyesi olarak akıllı kent otomasyon sistemleri kapsamında teknoloji dostu belediye olarak Biga’da E-imar ve kent rehberi periyodunu başlattınız. Bu proje size Altın Karınca mükafatını getirdi. Projeniz hakkında ayrıntılı bilgi alabilir miyiz?
İmar ve Şehircilik Müdürlüğümüz tarafından ilçemizde uygulamasına başladığımız ‘Akıllı Kent Sistemleri’ projemiz Marmara Belediyeler Birliği’nin düzenlemiş olduğu Altın Karınca Ödülü’ne layık görüldü. Tabi bu gurur tüm Bigalı hemşerilerimizin. Bundan ötürü çok gururluyuz. Az evvel de dediğim üzere Çanakkale’nin en büyük ilçesi. Nüfusumuzun haricinde de günlük nüfusumuz köy sayımız fazla olduğu için gündüz 80 binlere çıkıyor. İmar ve Şehircilik Müdürlüğümüz çok ağır çalışmalar içerisinde. Pandemide birçok şeyi çok âlâ anladık. Vatandaşlarımızın teknolojiden en uygun biçimde yararlanmaları için E-imar, E-ruhsat çalışmalarımız başladı ve bu uygulamamızı da hizmete sunduk. Vatandaşların işini kolaylaştırdığı üzere biz de kurumsal manada teknolojik gelişmelere ayak uydurduk. Geri kalmamamız lazım, örnek belediye olmamız lazım. Türkiye’nin her yerinden Biga’da yatırım yapmak isteyen, arsa almak isteyen, konut almak isteyen görsellerine dahi ulaşabiliyor. Belediye olarak bizim ünitelerimizin de birçok işini kolaylaştırıyor. Mesela Fen İşleri Müdürlüğümüz rastgele bir yol çalışması yapacağı vakit direkt bu uygulama üzerinden oradaki parke taşının ölçülerini bile alabiliyor. Yeniden Zabıta Müdürlüğümüz esnafımızla olan ilgilerinde bu uygulamadan çok hoş bir formda yararlanabiliyor. Birçok manada hem vatandaşımıza hem belediyemize kolaylık sağladı.
3 buçuk yıldır görevdesiniz, birinci periyodunuz. Sizden yaptığınız projeleri de dinlemek isterim?
Zaman çok çabuk geçiyor. 3 buçuk yılda pandemi sürecini yaşadık. Birey olarak da kurum olarak da birtakım zorlukları yaşadık fakat hamdolsun buna karşın vatandaşlarımıza olan sorumluluğumuzu en hoş halde yerine getirmenin gayretini verdik. Seçildiğimiz vakit birinci evvel temsil ettiğiniz kurumun hem bütçe hem de kurumsal yapısının güçlendirilmesi eksiklerimizin tamamlanmasıyla alakalı çalışmalarımızı başlattık. 57 bin kişinin emanetini devralmak, teslim almak çok değerli ve çok değerli bir vazife. Öncelikle ilçemizdeki eksiklerimizi tespit ettik, önceliklerini belirledik. Bunların tahlil yollarıyla alakalı da projelerimizi hazırlayıp hayata geçirmek için sürecimizi başlattık. 72 kilometre kıyı şeridimiz olmasına karşın bizim yüzme havuzumuz yoktu. Geçen yıl Biga’mızın kurtuluş gününde yarı olimpik yüzme havuzumuz hemşerilerimizin hizmetine açtık. Binin üzerinde gencimiz, çocuğumuz, engelli kardeşlerimiz oradan hizmet aldı. 150’ye yakın da lisanslı atletimiz oldu.
Pandemide tabiata olan hasretimizi arttı. Nefes koridorunun kadar değerli olduğunu gördük. Hamdi Bey mahallemizde 27 bin metrekare alanlı hoş bir park yaptık. Bu parkta da hem spor alanları hem çocuklarımız için çok hoş oyun parkları, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, kafeterya, yani yediden yetmişe herkesin kendine yer bulabileceği bir hayat alanı projemizi kendi imkanlarımızla, kendi çalışanımız, takımımız ve spor bakanlığımızın takviyeleriyle tamamladık. Şu an halkımızın hizmetinde. Yeniden bizim Roman vatandaşlarımızın yaşadığı bir mahallemiz var. Uzun yıllardır ihmal edilmiş hiçbir yatırım yapılmamış. Biz onlara hak ettiği pahası vererek onlara hoş bir halı saha ve bir düğün salonu yaptık.
Güzel bir kafeterya yaparak 3 projeyi tıpkı alana yaptık ve oradaki Roman vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Bunun yanında 3 buçuk yılda 21 tane aracı belediyemize kazandırdık. Bugünkü maliyetiyle de yaklaşık 35 milyon civarında araç kazanımımız oldu. Millet Bahçesi proje alanımız, Ada Park’taki yerimizin kamulaştırılması üzere çalışmalarımız oldu. Biga’mız her geçen gün nüfusu artıyor, gelişiyor. Kamyon garajımız, mezbahamız kentin içinde kaldığı için 12 kilometre uzaklıkta olan vasfını yitirmiş 155 bin metrekare mera alanının belediyemize tahsisini istedik ve şu an son evresinde.
İstanbul’da kasaplara gittiğiniz vakit Biga eti çok bilinir ve hatta biraz değerliye satılır. Biz de bunun markalaşmasının yolunu açmak için entegre projemizi önemsiyoruz. Çabucak yanına da bölgenin en büyük hayvan pazarını projelendirdik. Yeniden köprümüzün açılmasıyla birlikte Biga Lojistik merkezini o alana kazandırıp hem kentimizi rahatlatmayı hem de bu hizmetlerimizi daha profesyonel ve Biga’mıza yakışır formda projelendirdik. Bunun yanında tekrar millet bahçesi projemizin çalışmaları devam ediyor. Kentimizin içinde bulunan atıl pozisyonda olan birçok yeşil alanı da mahallelerimize kazandırdık.
Millet bahçesi projesini ne durumda?
Millet bahçesini Cumhurbaşkanımız çok önemsiyor. Birçok vilayette ve ilçede millet bahçeleri çalışması başladı. Birçok ilçede yapıldı. Biz de Çanakkale’nin en büyük ilçesi olarak seçimden sonra bakanımıza gittik. Kentimizin içinden bir çay geçiyor. Kocabaş, çayımız. Çayın her iki yakasında vatandaşlara ilişkin olan fakat taşkın alanında kaldığı için yapılaşma kelam konusu değil. Vatandaşlarımıza projemizi anlattık. Onların gönül isteğiyle yerlerimizi kamulaştırdık. Projemizi de hazırladık. Şu anda TOKİ başkanlığına projemiz ilettik. İhale sürecinin başlamasını ve yapıldıktan sonra önümüzdeki yaz hemşerilerimizle birlikte orada yürüyüş yapmayı, çay içmeyi ümit ediyoruz. Çanakkale’nin en Büyük Millet bahçesi olacak. 37 bin metrekare kentimizin içinden geçen yürüyüş yollarının olduğu, çayımızın üzerinden geçen yaya köprüsünün olduğu, spor alanları, kafeteryası hoş bir proje hazırladık. Açılışında da sizleri davet ederiz.
Turizm konusuna geçmek istiyorum. Biga son periyotlarda eko turizm ismine çalışmalar yapmasıyla öne çıkıyor. Bu hususta neler yapıyorsunuz?
Bir yanda Kaz Dağları, bir yanda Marmara Denizi. İstanbul milyonların yaşadığı ağır bir kent. İş temposu içerisinde fırsat bulduğunuz vakit da şöyle bir gün iki gün baş dinlemek isteniyor. Biz de size 2 buçuk 3 saat uzaklıkta hoş bir ilçeyiz. Tabiat diyorsanız tabiatımız var, deniz diyorsanız denizimiz, verimli topraklarımız ve çok farklı kültürden oluşan bir toplumumuz var.
Pomak kültürümüz, Çerkez kültürümüz, Boşnak kültürümüz, Roman kültürümüz var. Onun için hem yemek konusunda hem kültürel zenginlik konusunda hoş bir şey. Eko turizmle alakalı Nilüfer gölümüz var.
Bülent Turan’ın takviyeleriyle Orman Bakanlığımızdan bir bütçe ayrıldı ve burada çok hoş bir mesire alanı yaptık. Tabiata hasreti olan, doğayı seven etrafımızdaki ilçelerden vatandaşlarımız Nilüfer gölüne geliyor ve oradaki hoşlukları görüyor. O çiçeğin açtığı periyot var. Nisan aylarında başlıyor. Bunun haricinde tekrar Abdiağa mesire alanımız var. Oraya da 5400 metre uzunluğundaki yürüyüş yolunu, trekking parkurumuzda hazırladık. Bu alanımızın içine bir doğal şelalemiz var.
Yazın biraz suyu azalsa da çok hoş hatta Biga’nın düşman işgalinden kurtuluşunda birinci kere bir Moto Fest düzenledik. Gelen motorcular parkura hayran kaldılar. Biga’mızın düşman işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yıl dönümünde 4500 motorcunun katıldığı bir şenlik oldu. Çok hoş koylarımız var ancak bizim yaz dönemimiz az olduğu için turizm yatırımcısı yatırım yapmaya çekiniyor. Ekoturizm alanında önümüzdeki yıllarda farklı bölgelerde çalışmalar yaparak konaklama imkanı da sunabileceğimiz birçok projemiz var lakin hepsini birinci devirde yapmayalım.
Mehmetçiğin isim babası Mehmet Çavuş’un isminin duyurulması manasında ne üzere çalışmalar yapıyorsunuz? Mehmet çavuş ve projeden biraz bahsedebilir misiniz?
Mehmet Çavuş Ulusal uğraşın birinci kahramanı ve düşman birinci karaya çıktığı vakit düşmanı birinci karşılayan 27. alayın içinde bulunan bir kahraman. Kahramanlık raporunu şahsen Gazi Mustafa Kemal Atatürk yazmış ve Mehmet Çavuşumuza birtakım ikramları olmuş. Seddülbahir Kalesi’nde çok önemli çarpışmalarda o da silah arkadaşlarıyla bir arada çok önemli uğraşlar vermiş.
Kahramanlığı nereden çıkmış? Bu çatışma esnasında Mehmet Çavuş’un silahı tutukluk yapmış, çalışmamış. Düşman karşıdan geliyor Mehmet Çavuşumuz da yanındaki silah arkadaşlarına, “Silah tutukluk yapsa da bize bir kürek bir de yürek yeter” diyerek arkadaşlarına atak buyruğunu vermiş. Daima bir arada düşmana taşla kürekle karşılık vermişler. Doğal 16 yıl askerlik yapmış. Bu 16 yıl içerisinde yaralanmış, hava değişimi için meskenine gönderilmiş fakat “Benim arkadaşlarım cephede savaşırken ben burada yatamam” diyerek ne kadar vatansever olduğunu bize göstermiş. Askerliği bittikten sonra ona maaş bağlamak istemişler, “Ben para için savaşmadım vatanım için savaştım” demiş.
Mehmet Çavuş bize birçok manada çok âlâ bir örnek. Atatürk’ün bize emaneti. Misyona geldiğimiz vakit Mehmet Çavuş’un ismini ve anılarını yaşatmak için hoş bir belgesel sineması hazırladık. Bunun galasını daima bir arada yaptık. Şu an Mehmet Çavuş’un yaşadığı Bahçeli Köyü’ndeki meskeninin kamulaştırma süreçlerini başlattık. Kamulaştırma süreçlerinden sonra orayı Mehmet Çavuşumuzu anlatan anı konutu olarak onarımını yapıp Bigalı hemşerilerimizin hizmetine sunacağız. Ruhu şad olsun.
Onların kahramanlıklarını anlatmak, onların isimlerini yaşatmak bizim için çok değerli. Mehmet Çavuş’la alakalı vazifeye geldiğimiz 2019 yılında yağlı güreşlerimizi başlattık. Birebir vakitte Mehmet Çavuşumuz da bir pehlivan. Bu yıl Biga’nın düşman işgalinden kurtuluşunun yüzüncü yılını ‘Bigalı Mehmet Çavuş Kurtuluş Güreşleri’ ismiyle gerçekleştirdik. Mehmet Çavuş’un ismini gururla haykırmaya devam edeceğiz.
Evet, yağlı güreşlerde bahsettiniz. Biraz daha ayrıntılandırılabilir miyiz?
1900’lü yıllarda ilçemizde yağlı güreşlerin yapıldığını görüyoruz. Osmanlı vakti sancaklık yapan bir yerleşim yeri. Cet sporlarını yaşatmak, klâsik sporları yaşatmak bugünkü gençlerimizle buluşturmak bizim vazifelerimizden bir tanesi. Bunu da seve seve yapıyoruz. 2019’da ilçemizde daha evvel yapılmayan yağlı pehlivan güreşlerinde başlattık. Vakit olarak da Biga’mızın kurtuluş gününe denk getirdik. Pehlivanlarımıza kısmet diken Bigalı İrfan Şahin ustamız var. UNESCO kayıtlarına geçmiş yaşayan insan hazinesi İrfan ustamızın ismini verdiğimiz bir er meydanı ilçemize kazandırdık. Güreşlerimize bu er meydanında başladık. 2019 yılında başladık. Pandemi de bir yıl orta vermek zorunda kaldık. Geçen yıl ve bu yıl üçüncüsünü düzenledik. Güreş topluluğunda birinci beşin içine girdiği söylendiği vakit da hemşerilerimiz ismine çok keyifli olduk. Birçok baş pehlivan katıldı ve ağır ilgiyle izlenen çok hoş güreşler yapıldı. Hatta belediyemizin bünyesinde de hocalarımız eşliğinde kurslarımız devam ediyor. Küçük çocuklarımıza, gençlerimize güreşi öğretiyoruz. Bunun yanında yeniden atlı binicilik ile alakalı da bir çalışmamız var.
Yöresel lezzetlerden bahsetmeden bitiremeyiz. Gelecek insanlara ne üzere lezzetler sunuyorsunuz?
Çok farklı kültürden oluştuğu için yöresel lezzetlerimiz de haliyle varlıklı. Bilhassa Biga’mızın köftesi meşhurdur. Özelliği de şudur, bizim köftecilerimiz dana etini değil de düve dediğimiz hayvanın etini köftede kullanırlar, kıymayı ondan çektirdiler. Günlük taze taze yaparlar. Kemalpaşa tatlısını birçok vatandaşımız bilir. Peynir tatlısı da görsel olarak birebir Kemalpaşa tatlısına emsal ancak içeriği farklıdır. Ulusal çaba periyotlarında o her şeyin bulunamadığı sıkıntı ve dertli periyotlarda cetlerimiz kahve bulamadıkları için nohut kavurup, öğütüp onunla kahve yaparlarmış. O vakitten bugüne kadar da bu gelenek bizim ilçemizde devam ediyor. Şu anda Türkiye’de pirinç üretiminde Çanakkale dördüncü sırada. Çanakkale’yi dördüncü sırada yapan da Biga. Yani pirincimiz de çok değerli. Biga yarımadasının şöyle bir özelliği var. Yaz periyodunda en ağır güneş ışını alan bölge Biga yarımadası. Ve yaz periyodunda üretilen meyve zerzevat gün ışığını fazla aldığı için Türkiye genelinde en kaliteli eserler bizde olur. Yani kötü değiliz uygunuz.
Biga’yı ziyaret etmek isteyenler vardır izleyenler ortasında. Onlara davet niteliğinde bir bildiriniz var mıdır?
Ben Türk’üm diyen, ben bu ülkenin vatandaşıyım diyen herkesin kesinlikle Çanakkale’ye gelip gezmesi lazım. Çanakkale’ye geldiği vakit da birçok farklı medeniyetin yaşadığı, tarihi bir yer olan, tabiat hoşlukları, deniziyle konukları ağırlayabilecek yerlerden biri Biga. Tüm konuklarımızı seve seve ağırlarız, bekleriz.
Hem Mehmetçiğimizin isim babası Mehmet Çavuş’umuzu ziyaret etmiş olurlar hem Biga köftemizi tadına bakmış olurlar. Nohut kahvesinin tadına bakabilirler. Kaz dağlarının o hoş oksijenini alıp deniz kenarında balığını yiyerek hoş vakit geçirebilirler. Kara Biga, Biga’dan 18 kilometre liman kentimiz. Orada da dünyaca en ünlü karideslerden bir tanesi yetişiyor. Bu sene çok verimli bir yıl oldu. Balıkçılarımız çok şad. Yani karides sevenler de kesinlikle Kara Biga’ya gelmeli.